Güvenmiştim sana Haziran.
Güneşin öyle sıcak
doğmuştu ki perdemin arasından yüzüme doğru.
Öyle ısıtmıştı ki
geçmişten arta kalan soğukluğumu…
Ilık ılık öyle
sevmişti ki yüzümün çehrelerini.
Hiç tenimi
yakmıyordu sıcaklığın. Bir tek sen, bir tek sen yetiyordun bana.
Ne güzeldin Haziran!
Hele; uzun bir kışın ardından gelişin ve doğuşun pencereme...
Sen gelmiştin
usulca;
Ben de sorgusuz
sualsiz buyur etmiştim sıcaklığını odamın içine, yüreğimin içine.
O kadar ki
gözlerime bir fer bir ışık olmuştun.
Sıcaktın hem de
sıcacık. Hoş gelmiştin sefa getirmiştin tüm benliğime.
Hep var olacağını
zannetmiştim o an.
Hiç gitmeyecektin
benden.
Hep ısıtacaktın en
ücralarını ruhumun. Ilık bir serinlik olacaktın; hep.
“Hep ve hiç”
kelimelerinin zirvesindeydi tüm benliğim gelişinle.
Hep var olacaktın
ve hiç gitmeyecektin.
Günlerin,
haftaların, ayların geçici olduğunu unutmuşum Haziran.
Dalmışım bir anlık
gaflete. Sımsıkı bağlamıştım o yüzden ipimi senin ipine.
Sana çok
güvenmiştim Haziran…
Hani sen tüm aylara
inat doğmuştun pencereme. Hani aç tüm perdeleri kaldır aramızdan demiştin.
Çok emindin ya
kendinden; hiç gitmeyecektin?
Sonra…
Bir sabah
uyandığımda bulmadım seni yastığımın başucunda.
Senin yerine bir
temmuz vurdu kirpiklerime.
Ama yakıcı…
Ama sıkıcı bir
hararetle sardı kollarımı.
Ah Haziran onu da
sevdim senden bir parça taşıdığı için, sana yakın olduğun için. Sonra...
Ağustosa uğradı
zaman. Ben onu da sevdim senden diye.
Ama farkında mıydın
bilmem benden gittikçe uzaklaştığının?
Benden kaçtığının?
Tırnağın bile
olamazdı ağustos.
Ama razıydım senden
gelene yine de.
Boynumu bükmüştüm,
kabullenmiştim...
Seni anımsatıyordu
çehresi yinede.
Ah Haziran sana çok
güvenmiştim.
Şimdi ne oldu da
eylüle verdin kendini.
Senden bir iz yok
ki eylülde.
Senin yaşattığın;
eylülün elinde soluyor şimdi.
Ben; soluyorum
şimdi.
Eylül de senden bir
hatıra yok şimdi.
Gidişinin ardından
bir soluk sonbahar var şimdi çehrelerde.
Gelip Geçenlerden miydin
sende? Bir ateş çakıp kaçanlardan mıydın?
Bu yanılgıya
nereden düşmüştüm?
Kalıcı kelimesi
vardı da lisanlarda hale yansımamıştı...
Yoktu ve bir
gafletle inanmıştım baki olduğuna.
Şimdi sonbahara
merhaba demek acıtıyor içimi senden sonra.
Bir daha ısınmak
için ılık Sıcaklığında kaç zaman beklemem gerekiyor kim bilir?
Şimdi beklemek mi
düşüyor payıma?
Beklerim Haziran,
beklerim elbet gelmeni.
Ama korkum gelmemen
değil.
Korkum;
Sen yine vurduğunda
ılıklığınla pencereme ve geldiğinde bana;
Ya ben olmazsam
Haziran..?