4 Aralık 2016 Pazar




Ölüyoruz Dostum!
Kimimiz savaşlarda, kimimiz yangınlarda ölüyoruz! Kimimiz kör kurşunların kurbanı, kimimiz zalimin zulmûne uğramaktan mağdur; ölüyoruz! Dolaşan diriler olarak ölüyoruz sevgili Dostum! O da nasıl deme... Susarken vicdanlarımız ölüyoruz! İyiyi ve kötüyü ayırt edemeyeceğimiz handikaplarla boğuşurken ölüyoruz. Her türlü yaşamaya direniyoruz. Oysa ebedi duygulara o denli müptela iken kefene sarıyoruz insaniyetimizi. Prangalar bağlıyoruz hürriyetine martıların... Ölüyoruz bin defa Dostum! Bulutların ardındaki maviliğe hasret kalarak hemde. Umursuzluğumuz hasta etti bizi. Kimsesizliğimize kimsesizlik katarak ilerliyoruz. Savurmuşuz ne varsa bize dair etrafa. Köhnemiş kalp hanemiz. Abartı değil dostum! Bunca acı varken, bunca hengâme, bunca savaş varken abartı değil bu sözler! Suskunluk toprağı atılmışcasına susuyoruz, sağırmışcasına kulaklarımız duymuyoruz. Benliğimiz etrafında semaya durmuşcasına bigâne kalıyoruz. Yalan değil dostum; dön bir bak: göreceksin sen de yaşayan ölülere dönmüşüz! Duymalı, görmeliyiz ve hatta dirilmeliyiz. Kalplerimiz dirilmeli, vicdanımız canlanmalı.Erken değil evet, ama geç de değil farkında olmak için. Unutmamalı; Umut etmek nefes alan her yaşayanın hakkıdır...