Asil bir perdedir seninle aramda hüzün.
Ne güzelsin hüzün!
Ah ne asil,
Ne vazgeçilmezsin.
Varlığın şahidi,
Yokluğun delilisin.
Bir hüznün sahibiyiz şimdi seninle,
Ufukta güneş çoktan doğmuş,
Rengi hüzün renginde.
Karanlık gece çoktan seninle gelmiş ardı sıra
Ben hüznü severim hüzün beni.
Sen evvel ve ahirsin hüzün!
Seninle başlayıp seninle biter dünya serüveni.
Taşkın bir sudur senin suskunluğun!
bir hüznün köpürmüş, taşkınlaşmış haline kucak açmış sinem.
Sense durgun bir yağmur kadar
narince sızıyorsun hüznün ücralarına.
Seninle aramdaki duvardır hüzün!
Ta kendisidir melalimizin.
Kardeş olmuşlar ezelde ikisi
Melal nerede hüzün orada peyda olmuş.
Bir edep tülüdür hüzün yüzümde,
Bir mahcubiyet taşır her zerresinde.
Ya yoksa bir kalpte?
Vah ki yokluğuna hüznün
Kasvetli gecelerin sahibesi oluverir insan
Soluksuz anların varlığına kucak açmıştır
Ne ağır yük yüklenmiştir hüzünsüz yaşayan!
Kalbi ne çok ölmüştür!
Hiç tesellisi olmayan bir dertli gibidir bilirim
İnşirahtır çünkü kalbe,
bir varoluş,
bir dirilişdir,
ne de güzelsin hüzün!
ve iyi ki varsın…