Sevdiğinden ırak kaldığı bir saniyeyi bile gurbet sayar seven kendine.
Hasret addeder
adeta her saniyenin sılasını. Vuslat anları ise bir bayram anıdır. Çünkü
her an varlığında teşekkül bulmak ister sevdiğinin. Onunla ya da onsuzken de
aslında hep onunla varlık sürer… Tek arzusu, emeli budur. sevdiğiyle var olmak, sevdiğinde var olmak...
Rüya âlemidir aslında bir bakıma bu âlem .
Hiçbir şeyin ebedi kalmayacağı bu fani âlemde ebediyen sevdiğiyle olmayı
arzular. Hâlbuki fanidir her çiçek gibi, her insan gibi sevgilerde. Ancak
birbirini Allah için sevenler müstesnadır!
Ama neredeyse bu sevgileri de bulmak
samanlıkta yere düşen iğneyi bulmak kadar zor ve meşakkatlidir. Bu tür sevgileri
bulmak ne kadar meşakkatli ise, o derece de sevdiğini iddia edenlerin ahu vah
iniltileri yeri ve göğü inletir. bu kadar azlığın içinde çokluk şaşırtıcıdır doğrusu...
Nasıl oluyor oysa?
Bir saniyenin acısını kalbinin
derinliklerinde duyan insan nasıl oluyor da ayrılık tokadını yiyince kendi
olmaktan çıkıp başka bir şekle bürünüyor. Sevgisi yerini nefrete bırakıyor.
Zaten Hayret vericidir delice sevmek iddiası… Buna mukabil küçük bir dalga
vurunca sahiline insanın, sevdiğinin düşmanı olması daha bir hayrettir! Sonra bu denli istikamet sapması da hayret
vericidir. Anlamsızlıklar içredir bugünün sevgileri. Oysa eskilerin sevgisi
böylemiydi? Bir çırpıda bitecek
gibi miydi? Bir fırtınayla kendini rüzgâra mı kaptırırdı bugünkü gibi?
Farz-ı misal Ömer Hayyam'a göre sevgi
şöyle ifade buluyordu kelimelerinde;
“Hakikat avcılarının nazarında güzelde
birdir, çirkinde. Hakiki âşıkların durağı cennet de olsa fark etmez
cehennemde. Dizginlerini sevgiliye
bırakanlar atlas giyinseler ne yahut yırtık aba; hakikatte âşıkların başları
altında kuştüyü yastık da bulunsa hoştur, kerpiç de… “
Sevgiliye karşı meşakkat çekmek yükten
değil bilakis sevginin asilliğinden kaynaklanıyordu hâlbuki. O günlerin ardından çok sular aktı demek ki
şimdilerde ağızlarda sakız edilen delice sevmek kavramının içi boşaltılmış. Ne
yazık ki; karşılık varsa hislerimize, duygularımıza; adına sevgi deniyor! Ne ala… Ama yoksa bir karşılık, bir çırpıda
karşılıksız sevmenin de enayilik olacağı addedilmiş.
Yazık ki pazarlık konusu olmuş duygular,
olmasın!
Karşılık beklenir olmuş,
beklenmesin!
Saf ve temiz duygular enayilik addedilmiş,
addedilmesin!
Ve...
İnsan her halükarda sevsin…