11 Temmuz 2013 Perşembe

İKİ HECE BİR SOLUK VEFA




Ebu Musa- radıyallahu anh şöyle anlatır:
'' Ey Allah'ın Rasulü! Müslümanların en faziletlisi kimdir?'' diye sordum. Bunun üzerine
Peygamber Efendimiz (sav) ;
'' dilinden ve elinden müslümanların emniyette olduğu kimse.'' cevabını verdi. (buhari, iman
4,5, rikak 26; müslim, iman 64, 65)

Kelimeler dahi anlatmaya vefa etmez onu. Zira herkese göre tanımı bir başka. Herkese göre anlayışı, anlamlandırılışı, duyuşu bambaşka.
Çok farklı anlamlar barındırdığı gibi çok farklı dünyalar da barındırır kendinde. İki hecedir ama bir solukta eser geçer ruh tenlerinde.
Varlığı bir can kurtarabilir mesela.
Yokluğu da nice canlara kıyabilir. Ne var ki illa olması, barınması icap eden güzel bir haslettir.
Gelgelelim Birkaç cümle ile açıklayacak olursak vefa kelimesinin sözlükteki meali şöyledir;
Arapça bir kelimedir. Ahdinde, sözünde durmak diye tarif edilir. Ha keza yine; sevgi ve dostlukta sebat ve devam olarak vücud bulur...
Tam tersi ise bivefa olarak isimlendirilir. Yani vefasız olmak manasına gelir bu da.
Manası itibariyle de hayatımızın odağına yerleştirdiğimiz bir kelimedir vefa. Belki çokça dile getirmeyiz bunu ama öyledir. Herkesin vefa sözcüğünü koyduğu bir yer vardır mutlaka.
Beklediği, umduğu, hasret duyduğu, vuslatına ermek için yandığı bir vefa bekleyişi vardır.
Güveni ve güvenilirliği ifade eder. Hadis-i şerifte de beyan buyrulduğu üzere tümüyle kişinin elinden dilinden hayır görüleceği bir kıvamı ifade eder.
Tüm bunların yanı sıra bivefa yani vefasız diye adlandırdıklarımız da mevcuttur.
 Vefayı bir semt adı olarak bilenler mesela...
Vefa hasleti varsa bir insanda, kin, nefret, kıskançlık, haset o kalpte barınamaz. Bu da vefa duygusunun ne denli elzem, ne denli kıymetli bir nimet olduğunu gösterir. Zira bir kahvenin kırk yıl hatırı olur demiş büyüklerimiz. İşte bu cümle tamda vefanın bir tezahürüdür. Nitekim dostluğun, arkadaşlığın, sevgi bağının, kan bağının olduğu bir yerde vefa bir direk vazifesindedir. O olmadı mı dostlar düşman oluverir. Hatırlar silinir gönül hanelerimizden.
Sonra zihinlerden çıkarılır birer birer hatıralarımız. İçi bomboş dostluklar peyda oluverir sonra hayatlarımızda.
Vefanın, vefalı olanın azılı düşmanıdır düşmanlık, kin duyma, nefret etme, verdiği sözden cayma, emanet verildiğinde emanete sahip çıkamama hasletleri. İnsanı kemale ermeye vesile kılacak güzel bir huy ve Allah'a yakınlaştıracak bir meziyet olma hususuyla da nice yeteneklere sahiptir. Zira nasıl ki bir insan iyi temayüllere, meziyetlere sahip olan kişilere meyyal ise yüce Mevla’mızda sözünde duran, sözüne sadık, dostluğunda sebat gösteren kişileri ziyadesiyle sever ve onları mükâfatlandıracağını beyan buyurur.
Nitekim Kuran-ı Kerim'de; 'Allah, sadakat gösterenleri, sadakatleri sebebiyle mükâfatlandıracaktır...'' (EL-Ahzab, 24) buyrulmaktadır.
Yine bir başka Ayet-i Kerime'de de; ''...Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur.
Kim de Allah ile olan ahdine vefa gösterirse, Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.'' (el-Fetih 10) buyrulur.
Bir insan unutmamalı ki Allah teala pek çok ayette ''katında sözün değişmeyeceğini'' (el_Bakara,80) bildirmektedir. Buna mukabil Müslüman da ağızdan söz bir kere çıkar diyerek emin ve sadık bir kimse olamaya şiddetle devam etmelidir. Kendisine bir vefasızlık uğradığı vakit ise buna aynı şekliyle icabet etmekten sakınmalıdır. Zira vefalı olmak ne kadar güzel bir davranış ise vefasızlık da bir o kadar çirkin bir davranıştır. Vefasız kimseler için şu hadis pek ibretlidir:

Ebu Hureyre'nin (r.a) rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Allah rasulü şöyle buyurur; münafıklığın alameti üçtür: konuşunca yalan söylerler, vaat eder, vaatlerine vefa göstermezler, kendilerine bir şey emanet edildiğinde emanete hıyanet ederler'' (buhari, iman 1/249; müslim, iman 1/ 78)

Hâsılı kelam Vefa; iyiliklerin, sevginin, dostluğun, bağlılığın, verilen söz ve vaatlerin unutulmaması, gereğinin hakkıyla yerine zamanında getirilmesi, İslam’ın her mü'minde var olmasını arzu ettiği en güzel hasletlerden bir haslettir. İnsanın kıymetini arttıran bir meziyettir.

O halde Cenab-ı Hakk bize bu güzel huyu layıkıyla ifa edebilmeyi, elimizle dilimizle her hal ve kalimizle insanların zarar değil fayda göreceği insanlar olabilmeyi nasip eylesin. AMİN