29 Ocak 2013 Salı

TESLİMİYET!


Ben de Hz. İsmail’in teslimiyeti vardı.

Bile isteye eğdim başımı.

Razı oldum kurban olmaya!

Sen Hz. İbrahim'in merhametini taşıyordun yüreğinde...

Kıymak istemezdin; Cân’ın olan cân’a

Ama  mecburdun hükme...

Ve itirazsız razı olmak düşerdi sevene..

ATEŞ VE SU...



Ateşlerde yanan İbrahimlere bir damla;

 su olabilmek.. 

Veyahut ateşlerde yanarken o bir damla suya;

 mazhar olabilmek..

KATLANIŞ!


Dikenin güle olan muhabbeti ne kadar derin. 


Güle batmaz da hiç bir zaman; 


güle dokunan ellere batar.

KOŞULSUZ...




Yunus sarı çiçeğe sormuş, 

ben de güle sordum bugün; bu çileye niçin katlanıyorsun diye?

Verdiği cevap çok manidardi.

Beni sevene her koşulda katlanırım; 

bu diken dahi olsa...

GÖLGENİN OYUNU...


Bir gölgeye kapılıp giden şaşkın ne bekler, 

ne umut eder boş yere? 

Halbuki gerçeğin kendisindedir selamet,

gölgenin sahteliğinde değil!

SAAT GİDİŞE BEŞ KALA...



Dur! Bekleme kapıların başında
Elbette gideceğim bir gün.
Gelmek kadar gitmek de hak biliyorum çünkü
Koşmak kadar kaçmak da var hayatın kendisinde.
acele etme!
ben; gideceğim saati biliyorum!

BULUŞMA...

Dün beklediğin yarın gelir, 
yarın gideceğin ise çoktan gitmiştir. 
ne diyordu şair; Buluşmalar mahşere kaldı!

MERAK...


Susmak; iyi


Konuşmak; gerekli


Bilmek; yeterli


bilmemek ise acıdır.